Zamanı Durdurmuş Şehir: Bruj

Belçika’nın en önemli şehirlerinden olan Bruj, enfes çikolataları, çeşit çeşit biraları, dantelleri, eşsiz manzaralı kanalları ve Ortaçağ’dan kalma yapısıyla, büyüleyici bir atmosfere sahip. Bunun yanında çocuklu aileler için güven dolu ve bol oksijenli bir şehir. 🙂

2. dünya savaşından yara almadan kurtulmayı başaran nadide yerlerden biri olarak, 2000 yılında UNESCO’nun Dünya Miras Listesi’ne girmiş.

120.000 nüfuslu yapısıyla, çok büyük bir şehir olmadığından metro ve tramvay bulunmuyor. Şehir içindeki ulaşım çok az sayıdaki belediye otobüsleri tarafından sağlanıyor. Zaten bu şehirde yapılabilecek en büyük aktivite sokaklarda kaybolarak yürümek. Çünkü her köşe başı insanı bambaşka bir serüvene sürüklüyor.

Şehrin en önemli yapılarını gezmek için yarım gün yeterli oluyor. Biz 1 gece Bruj’da kaldığımız için şehri 2 kere gezmiştik. Akşamı da sabahı da bambaşka güzellikte ve 2 kez görülmeye kesinlikle değiyor.

Bruj’u ilk olarak Aamir Khan’ın “P.K.” filmini izlediğimizde duymuştuk. Filmin yaklaşık 20 dakikalık kısmı Bruj’da geçmesine rağmen, masal şehrine gitmeye karar vermek için bu süre bize yetmişti. 😀

Bruj’a Nasıl Gidilir?

İstanbul’dan Brüksel’e yapacağınız yaklaşık üç buçuk saatlik bir uçak yolculuğunun ardından, 1 saat 20 dakika süren tren yolculuğu sonunda masalsı şehir Bruj’a ulaşabiliyorsunuz.

Genellikle günübirlik geziler için tercih edildiğinden Brüksel ve çevre şehirlerden gelenler daha fazla oluyor. Eğer siz de bizim gibi Antwerp’ten gelecekseniz, trenle 1 saat 30 dk.da Bruj’a varabilirsiniz.

Gezilecek Yerler

Minnewaterpark

Şehre trenle vardıktan sonra sizi ilk olarak Minnewaterpark karşılayacak. Bruj’un doğasını iliklerinize kadar hissedebileceğiniz bu park, sessizlik ve huzur arayanlar için muhteşem bir yer. Parkın içinde, etrafında bol ağaçlarla çevrili “aşk gölü” diye tabir edilen bir göl bulunuyor. Efsaneye göre bu gölün üzerinde bulunan köprüden sevdiceğinizle geçerseniz, bir ömür sizi kimse ayıramıyor. Ama sevmediğiniz bir arkadaşınızla geçerseniz ne oluyor onu bilemiyoruz 😀

Gölün içinde kuğuların yüzüyor olması, her ne kadar romantik bir atmosfer yaratsa da genel olarak park, bizim gibi çocuklu gezginler için de bulunmaz bir ortam.

Minnewaterpark’ta depolayacağınız oksijenle, el değmemiş ortaçağ masalındaki Bruj sokakları keşfedilmek üzere sizi bekliyor olacak. Daracık taş yollarında, pusetinizdeki minik için hafif sarsıntılı bir yolculuğa başlıyorsunuz.

Our Lady Kilisesi

122 metre kulesiyle Bruj’un hemen hemen her yerinden görünen Our Lady Kilisesi, görkemli duruşuyla görmeniz gereken yerlerin başında yer alıyor. Michelangelo’nun 1504 yılında yapmış olduğu “Doni Madonna” heykeli, bu kilisede sergileniyor. Bu heykel, aslında kilise için yapılmamış. Brujlu zengin bir tüccar tarafından satın alınıp kiliseye konulmuş. Böylece Michelangelo’nun yaşarken İtalya dışına çıkarılan tek eseri bu heykel oluyor.

Our Lady Kilisesi’nin hemen yanında 11. yüzyıldan kalma Avrupa’nın en eski hastanesi St John’s Hospital‘ı göreceksiniz. Hastane artık kullanımda olmasa da müze olarak gezmek isteyenlere açık.

Bonifacius Bridge

Rotanızı Çan Kulesi’ne doğru belirlemiş ilerlerken, Gruuthusemuseum‘un masal diyarına açılan arka bahçesine ulaşmış olacaksınız. Dışarıdan hiçbir ipucu vermeyen bahçe kapısı, ardında gizli bir cennet saklıyor. Müzenin bahçesinde ilerlediğinizde karşınıza Bonifacius Bridge adında küçük bir köprü çıkacak. İşte bu köprü ve kanalında dizilmiş evler, kelimenin tam anlamıyla sizi büyüleyecek.

Köprüyü gün içinde tam 3 kez ziyaret ettik ama yine de gözümüzü doyuramadık. Efsane gibi bir yer. Kesinlikle Bruj’da atlamadan görmeniz gereken yer burasıdır.

Aziz Salvador Katedrali

15. yüzyıldan kalma Aziz Salvador Katedrali de Bruj’un önemli yapıları arasında yer alıyor. Ailece katedral gezmeyi sevdiğimiz için burası bizim için önemli bir durak olmuştu.

Kiliseyi gezeceğimiz sırada içeride ayinin başlaması Derin’in de epey ilgisini çekmişti. Yüksek sesli müzik eşliğinde kilise rahiplerinin giriş törenlerini izlemek, bizim için oldukça etkileyiciydi. Katedrale giriş ücretsiz.

Grote Markt (Büyük Meydan) ve Brug Meydanı

Kentin tarihi merkezinde yer alan Büyük Meydan’a geldiğiniz zaman cıvıl cıvıl turist kalabalığı, restoranlar, kafeler ve 1240 yılında inşaa edilmiş şehrin simgelerinden olan Brugge Çan Kulesi sizi karşılıyor. Brugge Çan Kulesi’nin tam 47 farklı çan sesi bulunuyor. Her saat başında farklı bir çan sesi duyuyorsunuz.

Meydanın canlılığı gece gündüz devam ediyor. Özellikle Christmas gibi özel tarihlerde bu meydan, görülmeye değer. Belçika’nın en ünlü çikolata markalarını bu meydanda bir arada görebilirsiniz.

Bruj’da göreceğiniz önemli bir diğer meydansa Brug Meydanı‘dır. İsa’nın kanının bulunduğu bezin yer aldığı Kutsal Kan Bazilikası ile 1421 yılından günümüze kadar gelmeyi başarmış Belediye Sarayı gibi önemli yapıları bu meydanda görebilirsiniz.

Bruj’u bir de farklı açılardan görmek isterseniz, eşsiz doğasında kaybolup gideceğiniz kanal turuna katılabilirsiniz. Brug Meydanı’nın arkasından kalkan ve yarım saat süren bu tur, Bruj kanallarını daha detaylı keşfetme şansı yaratıyor.

Bruj’da Gece

Bruj’un en güzel zamanı akşam olduktan sonraki kısmı. Çünkü şehir kendini turist kalabalığından temizliyor ve doğayla sizi başbaşa bırakıyor. Kanal kenarındaki önemli yapıların suya yansımalarını görmeden dönmemeniz gerekiyor.

Görebileceğiniz en iyi manzara “Quay of the Rosary” adı verilen yukarıdaki fotoğrafta gördüğünüz yer (gece gündüz güzel) ve Minnewaterpark’taki bu köprünün aydınlatmalarıdır. Her ikisi de muhteşem bir görsellik sunuyor.,

Her dönem turist çeken Bruj’da kışlar aşırı soğuk yazlar da aşırı kalabalık geçtiğinden en ideal mevsim bahar olarak görülüyor.

Çocuğunuzu masal kitaplarından çıkarıp masalın kahramanı yapabileceğiniz yerdir Bruj. 😉

Eğlenceli Seyahatler…