Maldivler denince akla ilk gelenler turkuaz deniz, bembeyaz kumsallar, su üstü bungalovlar, dev mantalar, mercanlar, hindistan cevizi ağaçları ve no filter etiketli fotolar olur genelde. Çocuklar ise bugüne kadar pek dahil olamadı bu listeye. Ne var ki önce çiçeği burnunda çift olarak ilk önce tek daha sonra da iki çocukla deneyimlediğimiz bu minnoş adalar topluluğu iddia ediyoruz ki çocuklu tatilin bir numaralı adresi.
Seyahat aşığı bir aile olarak hemen açıklayalım nedenlerimizi ve belki de çocuklarımızın çocuklarının görme şansı bulamadan yok olacağı bu coğrafya için biraz olsun değiştirelim algıları.
Bizim gitmelere doyamadığımız Maldivler her şeyden önce bizimle hemen hemen aynı saat dilimlerinde. Bu çocuklu aileler için jetlag kabusunu ortadan kaldıran çok önemli bir etken. Cennetten bir köşede de olsanız sabahın dördünde ayağa dikilen bücürlerin size zombi efekti vermesi kaçınılmaz ve bunun bir de eve geri dönüşü var ki evlerden uzak 😀
Maldivler’e Nasıl Gidilir?
Bizim için diğer önemli bir neden de THY nin son birkaç yıldır Maldivlere direkt uçuyor olması. Aktarma yok, ben bindim bavullarım kaldı mı derdi yok. İlk gidişimizde Doha’da kalan bavullarımız sayesinde 3 gün Robinson Crusoe hayatı yasamış ve otelin verdiği tshirtlerle garsonlarla bir örnek giyinmenin tadına varmıştık 😀 Artık geceyarısı uçağa biniyor, çoluk çocuk kafayı koyup uyuyor ve 8 saat sonra gözümüzü turkuaz sularla (hmm biraz da kopek balıklarıyla) çevrili bir adaya inerken açıyoruz.
Uçakla indiğimiz bu adanın adı Mahe adası. Hint Okyanusunda 1200 kadar irili ufaklı adadan oluşan Maldivler’in başkenti. Bu adaların 200 tanesinde yaşam varken 100 kadarının herbiri de bir otel olarak faaliyette.
Mahe’ye indikten sonra otelinize geçmek için iki alternatifiniz oluyor. Tekne yolculuğu ya da deniz uçağı. Biz çocuklardan önce deniz uçağı ile ulaşılan daha uzak bir adada kalmışken çocuklardan sonra Mahe’ye en yakın olanlardan ve sürat teknesi ile 20-25 dakikada geçilebilen otellerde konakladık. Bu hem zaman hem maddi olarak en ekonomik yöntem. Ama açık denizde tekne yolculuğu oldukça sarsıcı olduğu için 30 dakikadan uzununu çocuklu ailelere önermem.
Otelinize ayak basarbasmaz dünyanın en güler yüzlü çalışanları tarafından soğuk havlular ve nefis tropik kokteyllerle karşılanıyorsunuz. Cennete hoşgeldiniz. Artık dünyanın tüm derdi tasasını ayakkabılarınızla birlikte üstünüzden çıkarıp flip floplara geçebilirsiniz. Bundan sonraki birkaç gün tek derdiniz snorkell mi yapsak tekne turuna mı çıksak ya da açık büfe mi yesek alacarte mı denesek olacak.
Maldivler’de Nerede Kalınır?
Bu arada çocuğunuz, kaçma göçme ihtimalinin sıfır olduğu plajda minik yengeçleri kovalerken siz de satıcı sesleri duymadan, tur acentalarına ve masörlere 10.kez ilgilenmiyorum demek zorunda kalmadan huzurla tatilin tadına varabileceksiniz. Unutmadan hatırlatalım pek çok otelde kids club mevcut. Bu açılardan kendi konakladığımız Bandos ve Kurumba, Holiday Inn, Centara ve Türk oteli Ayada’yı tavsiye edebilirim.
Maldivler’de Yemek
Çocuklu ailelerin üzerinde hassaslandığı bir diğer konu elbette yemek konusu. Hele de ıssız bir adada olunca… Ama endişe etmeye hiç gerek yok. Her otelde hem Asya hem de international yemekler bulmak mümkün. Hatta bizim gittiklerimizde kids meal olarak ayrı bölümler bile vardı. Aşçılar da haşlanmış patates gibi isteklerimizi hiç geri çevirmediler sağolsunlar. Yemek konusunda ilave söylemem gereken kısım ise konaklama seçiminizi mutlaka tam pansiyon ya da herşey dahil seçmeniz zira ıssız adada pek bir alternatif sansı olmuyor 😀
Maldivler’de Neler Yapılabilir?
Son olarak ailecek ne gibi aktiviteler yapabileceğinizden bahsedersek ilk akla gelenler şnorkel yapmak, cam tabanlı teknelerle tura çıkmak, yerel halkın yasadığı adaları gezmek, sahilde minik yengeçleri kovalamak ya da mantaları beslemek olabilir.
Günümüz şartlarında tek ada tek otel konseptinin verdiği güven ile ailecek bembeyaz kumlarda özgürce dolaşma mutluluğunu yaşayabileceğiniz Maldivler’i gönül rahatlığı ile herkese görülecekler listesine almasını öneririm.
Mutlu Seyahatler…
Bizim için bu özel yazıyı hazırlayan 4bavul1yol‘a sonsuz teşekkürler