Amsterdam… Canlılığın, dinamikliğin ve özgürlüğün simgesi. Ayrıca gezilecek yerler bakımından da oldukça memnun edici bir şehir. Hani çok güzel bir film izlediğinizde hiç bitmesini istemez, bittikten sonra da keşke hepsini unutup sıfırdan bir daha izlesem diye düşünürsünüz ya, işte Amsterdam bizde aynen böyle bir etki bıraktı.
Amsterdam gezi rehberi, bu şehri ziyaret edecekler için yeterli bilgiyi bulabilecekleri bir içerik. Dolayısıyla başka kaynaklarda kaybolmadan aradıklarınızı size verebileceğimizi vaat ediyoruz 🙂 Yazıya geçmeden önce Amsterdam hakkında genel bilgiler verdiğimiz “Amsterdam Hakkında Bilmeniz Gerekenler” yazımıza göz atmanızı tavsiye ederiz. Beklentiler yeterince yükseldiyse Amsterdam Gezi Rehberi başlasın artık.
Amsterdam Gezi Rehberi : Amsterdam’a Giriş
Amsterdam Central İstasyonu’na varır varmaz sizin için güzel bir film başlıyor. Etrafınıza çok dikkatli bakın. Kocaman binası, kalabalıklığı ve enerjisiyle şehrin kalbindesiniz. Şehrin kalbi diyoruz, çünkü bu noktadan Amsterdam’ın istediğiniz yerine gidebileceğiniz bir vasıta bulabiliyorsunuz.
İlk işimiz, elimizde valiz, sırtımızda çanta ve pusetinde zorla oturan Derin’imizle, tramvay biletini nereden alacağımızı aramak olduğu için istasyonun girişinde bulunan koca piyanoyu fark etmiyoruz bile. Amsterdam’a gelmişken bir Mozart patlatayım derseniz piyano her çalmak isteyene açık 🙂 Central İstasyonu’nun akustiği piyanonun notalarıyla birleşince ortaya muhteşem bir dinleti çıkıyor.
Amsterdam ve yağmur, bu seyahatimizin vazgeçilmez ikilisi olmuş. İstasyonda bilet alırken dışarıda sağanak yağmurun yağması bizim moralleri sıfıra indirmiş ve koca valizi açıp şemsiyemizi aramak zorunda kalmıştık. Zorla şemsiyemizi bulup, tıkıştırarak yerleştirdiğimiz valizin fermuarını kapattık ki çoktan yağmurun durmuş, güneşin açmış olduğunu fark ettik. İşte Amsterdam’ın hava durumu tam olarak bu 🙂
Tramvaya bindikten kısa bir süre sonra Amsterdam’ın muhteşem evlerini bir bir görmeye başlıyorsunuz. Kimisi yamuk, kimisi çatılı, kimisi düz, renk renk, çeşit çeşit kocaman pencereli evler sizi karşılıyor.
Amsterdam’daki evlerin giriş kapıları küçük, pencereleriyse olması gerekenden çok daha büyük tasarlanmış. Her evin tepesinde de bir kanca bulunuyor. Bu kancalara takılan makaralar sayesinde eşyalarını pencereden taşıyabiliyorlar. Giriş kapılarının küçük olmasının yanında, içindeki merdivenler de oldukça dik ve dar. Yani eşyaları kapıdan geçirseniz bile merdivenlerden döndüre döndüre çıkarmanız imkansız. Bu nedenle her evin tepesinde mutlaka bir kanca göreceksiniz.
Amsterdam Gezi Rehberi: Neden XXX Amsterdam?
Uyuşturucu, sex turizmi ve eşcinsellik… Amsterdam’da bilindiği gibi, uyuşturucu kullanımı, sex işçiliği ve eşcinsel evlilik yasal hâle getirilmiş. Her köşe başında bir Coffeeshop’a rastlamak mümkün. Coffee Shop, kelime anlamıyla kahvehane olarak kullanılmıyor Amsterdam’da. Halk tarafından kişisel tüketim için esrar satışının yerel makamlar tarafından tolere edildiği kuruluş olarak geçiyor.
Coffeeshoplar’da belli doza kadar uyuşturucu madde bulabiliyorsunuz. Menüden -tavuk yemeği seçer gibi- kullanmak istediğinizi seçerek satın alabilirsiniz. 🙂
Red Light, tamamen sex turizmi için kurulmuş ve o da aynı uyuşturucu gibi devlet kontrolünde ve yasal. 2001 yılından itibaren eşcinseller de Hollanda’da yasal olarak evlenebiliyor.
Başlığımızdaki yanılgıya düşmeyin! Çünkü Amsterdam’ın her yerinde göreceğiniz bu XXX’ler sanıldığı gibi uyuşturucu, sex ve eşcinselliğin bir simgesi değil. Her döneminde doğayla ve hastalıkla savaşmış bu şehrin XXX sembolü çok eskilere dayanıyor. Kraliyet Arması’nda da göreceğiniz her bir X, Amsterdam’ın 3 düşmanı olmuş; veba, yangın ve sel baskınını temsil ediyor.
Amsterdam’a Kaç Gün Ayrılmalı?
En sevdiğimiz bölüm. Bir şehre gitmeden önce tahmini kaç günde gezilebilir, kaç gün ayırsam bana yeter sorusu. Hemen cevabını verelim: Tarihi, doğası, müzeleri ve köyleriyle bir bütün haline gelmiş Amsterdam’da gezilecek, görülecek o kadar çok yer var ki… Biz şehir merkezi ve köylerine 4 gün ayırmıştık ve tamamını doya doya gezmek için bu süre yetmedi. Eğer Amsterdam için kaç gün ayırmalıyım diye düşünüyorsanız, en az 5 tam günü hak ediyor bize göre. Köyleri görmeden asla Amsterdam’dan dönmeyin deriz. O sebeple süreyi de buna göre ayarlamanızı tavsiye ederiz. Zira dönüşte kaçırdıklarınızı görünce çok ağlarsınız : )
Amsterdam Gezi Rehberi: Amsterdam Gezilecek Yerler
1. Dam Meydanı
Amsterdam gezilecek yerler denilince görülmesi gereken yerlerin başında Dam Meydanı bulunuyor. Avrupa’nın birçok şehrinde olduğu gibi bu meydan da adeta bir toplaşma merkezi. Amsterdam’a gelen bütün turistlerin uğradığı bu alanda keyifli zaman geçirebilmeniz için birçok sokak sanatçısı ve önemli yapılar bulunuyor.
Dam Meydanı’nda görecekleriniz arasında Kraliyet Sarayı, Madame Tussauds Müzesi ve Nieuwe Kerk Kilisesi bulunuyor. Yapıldığı yıllarda belediye binası olarak kullanılmış Kraliyet Sarayı’nı ve her dönem bir sergiye ev sahipliği yapan Nieuwe Kerk Kilisesi’ni görebilir, dünyanın birçok şehrinde şubesi bulunan Madame Tussauds Müzesi’ni gezebilirsiniz.
Meydan özellikle çocuklu gezginlerin en çok rahat edebileceği yerlerden birisi. Araç trafiğine kapalı olması çocukların rahatça hareket edip enerjilerini atmalarına imkan sağlıyor. Üstelik sokak sanatçılarını izleme, su baloncuklarının ve güvercinlerin peşinden koşturma onları oldukça eğlendirecek 🙂 Meydanı bir de gece görmeniz tavsiye edilir.
2. Red Light Sokağı
Gitmeden önce en çok merak ettiğimiz bölge olan ‘Kırmızı Fener Sokağı‘ tam bir ilginçlikler merkezi. Red Light District‘te yan yana dizilmiş kırmızı ledli kabinlerin içinde ‘müşteri’ çekmeye çalışan yüzlerce hayat kadını bulunuyor. Böyle bir yere çocukla gitmek ne derece manyaklık diye düşünürken, onlarca bebekli turist görmek, bizi epey rahatlattı. Gerçekten de bölge o kadar doğal ve sıradan ki orayı turistik olarak gezmek, hiç rahatsızlık vermiyor.
Red Light’ta en önemli kural: kesinlikle fotoğraf çekiminin yasak olması. Birbirinden ilginç kostümlerle kendini gösteren kadınların fotoğrafını çekmeniz başınıza iş açabilir. Bölgede gezen sivil polisler ve kurulmuş kameralardan tespit edilip seyahatinizi zehretmeye değmez.
Bölgenin büyük çoğunda erotik müzeler, sex shoplar ve çeşitli cinsel içerikli mağazalar göreceksiniz. Red Light, bu özellikleriyle ön planda olsa da aslında kurulmuş olduğu bölgedeki kanal, Amsterdam’ın en güzel kanallarından birisi olma özelliği de taşıyor. Bu nedenle bu kanal çevresi mutlaka görmeniz gereken yerlerin başında yer alıyor.
3.Museumplein
Amsterdam’ın ünlü Van Gogh Müzesi de dahil olmak üzere birçok müzeyi barındıran bir bölge. Van Gogh Müzesi’ni gezmek isteyenler için baştan uyaralım; müzeye girmek için önünde bir hayli sıra oluyor. Eğer Van Gogh’un birbirinden güzel eserlerini görmek istiyor ve sıra bekleyerek zaman kaybetmek istemiyorsanız, biletinizi internetten alabilirsiniz.
Museumplein de göreceğiniz bir başka önemli yapı da Amsterdam’ın olmazsa olmazı Rijksmuseum ve tabi ki önünde bulunan eski “I amsterdam” yazısı. Eski diyoruz, çünkü ne yazık ki şehrin ikonik yapısı haline gelmiş ve Amsterdam’a gelen her turistin önünde fotoğraf çekilmek için uğradığı bu harfler, 2018 yılında kaldırıldı.
Amsterdam’a gelen her ama her turist mutlaka burayı ziyaret ediyor olmalıydı ki yazıyı sakinken yakalamanız imkansızdı. “I amsterdam” yazısının her bir harfinin yanında, tepesinde ve içinde insanlar görebilirdiniz. 🙂 Yazı kaldırıldıktan sonra Hollandalıların da tepkisi üzerine değişikliğe uğratılarak yeniden konuldu. Ancak amazon ormanlarının korunmasına dikkat çekmek amacıyla (amazon ormanlarının da buna ihtiyacı vardı ahahahah sus, sus, aramızda) yazı bu kez “I amazonia” şeklinde yerini aldı.
Rijksmuseum’un önündeki havuz kış aylarında bu pateni pistine dönüştürülüyor. Bu da yaz kış havuz çevresinde güzel fotoğraflar çekebilmeniz için imkan sağlıyor. Ve tabi yılbaşı zamanında Noel süslemeleri ve pazarlarıyla bu meydan daha da çekici hale geliyor.
4. Çiçek Pazarı (Bloemenmarkt)
Amsterdam çiçekleriyle de ünlü bir şehir. Eğer Amsterdam’dan çiçek soğanı almak isterseniz çiçek pazarında çeşit çeşit bulabilirsiniz. Bloemenmarkt, gezinmek ve aynı zamanda hediyelik eşyalar almak için oldukça ideal bir yer. Hediyelikler, Amsterdam’ın diğer yerlerine göre burada daha ucuz. Eğer mart sonundan mayıs sonuna kadar olan lale mevsiminde giderseniz, burası sizin için tam bir renk şöleni olacaktır.
Çiçek Pazarı’nın en önemli özelliği, kanalın üzerinde yüzen bir pazar olmasıdır. Kurulduğu yıllarda, çiftçiler çiçeklerini teknelerle getirip burada satış yaparlarmış. Daha sonra burası yüzen kalıcı bir pazar haline getirilmiş.
5. Begijnhoff
Amsterdam’ın meydanlarından meydanlarına atlarken aniden sessizlik ve sakinliğe açılan bir kapı buluvereceksiniz. İşte o kapı sizi Begijnhoff’a götüren kapıdır. Begijnhoff, eskiden rahibelerin yaşadığı sessiz ve kendi hâlinde bir yermiş. Zamanında Katolik Kardeşler Birliği tarafından kurulmuş ibadethanesi ve çevresinde de evleri bulunuyormuş. Katolik Kardeşler Birliği’nin son üyesi ölünce, bölgede rahibe kalmamış. Evler, günümüzde yaşlılar ve kadın öğrencilere kiralanarak kullanılmaya devam ediyor.
Bölgeyi gezerken dikkat etmeniz gereken tek şey olabildiğince sessiz olmak.
6. Vondelpark
Kendinizi Alice’in Harikalar Diyarında hissetmek için Vondelpark’ta yürüyüş yapabilirsiniz. Vondelpark, küçük küçük göletler ve bol yeşillikten oluşan kocaman bir park. Bizim Vondelpark’ı göreceğimiz gün, hava yağmurlu ve soğuktu. Ona rağmen parkta spor yapan, bisiklet süren o kadar insan vardı ki şaşırıp kalmıştık. Hollandalıların sağlıklı ve uzun yaşamaları bir tesadüf değil tabi ki 🙂
7. Rembrandtplein
Kendi hâlinde küçük bir meydan olması sizi aldatmasın. Geceleri Amsterdam’ın en güzel kafe ve barlarını bu meydanda bulabilirsiniz. Ortasında ünlü ressam Rembrandt’ın heykelinin bulunması nedeniyle meydana Rembrandtplein deniliyor. Heykelin çevresinde çeşit çeşit pozlar çekilebileceğiniz bir sürü malzeme var.
1996 yılında kurulan, seyahat planlamasında kolaylıkla otel bulmamızı sağlayan ve seyahat severlerin vazgeçilmezi booking.com‘un binasını da yine bu meydanda görebilirsiniz.
8. Amsterdam Köyleri
Yazının başında da dediğimiz gibi Amsterdam gezilecek yerler, sadece şehir merkeziyle değil aynı zamanda çevresindeki rüya gibi, şaka gibi, yok artık o kadar da değil tarzında köyleriyle de ünlü. Bu köyleri öyle iki satırda anlatarak bitiremeyeceğimiz için üşenmedik hepsine ayrı ayrı blog yazdık. Aşağıda linkleri mevcut, şiddetle okumanızı tavsiye ederiz.
Amsterdam Köyleri:
Amsterdam Gezi Rehberi: Ulaşım
Amsterdam denilince aklına bisiklet gelmeyen yoktur herhalde. Bu sebepten ötürüdür ki size bu şehir için söyleyebileceğimiz ana ulaşım aracı “bisiklet” olacaktır. Ama elbette ki yaşam biçimi bisiklet sürmekten geçen Hollandalılar arasına dışardan gelen bizler, bu duruma hemen uyum sağlayamayacağımız için, tramvaylar, tekneler, otobüsler de Amsterdam’da kullanabileceğimiz diğer ulaşım araçlarından çok şükür ki 🙂
Amsterdam’da Ulaşım hakkında detaylı bilgiler bulabileceğiniz bir yazımız da mevcut. Buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Amsterdam Gezi Rehberi için söyleyeceklerimiz bu kadar. Aklınıza takılan bir soru olursa bize ulaşabilirsiniz. Bize unutulmaz anılar bırakan bu şehirde sizin için de keyifli zamanlar diliyoruz.
Mutlu Seyahatler…