Bugüne kadar gezip gördüğümüz yerleri detaylarıyla anlatmaya çalıştık. “Şu binanın tarihi böyle” “buraya şöyle gidebilirsiniz” “onu şurada ucuza bulabilirsiniz” gibi bilgilerin yanında, şehrin çocuklu ailelere uygunluğu hakkında da ipuçları vermeye çalıştık. Ancak instagram hesabımızdan aldığımız “çocukla en çok nereyi tavsiye edersiniz” soruları bizi bu yazıyı yazmaya itti. Gerçekten biz de merak etmiştik. Gezdiğimiz yerler içinde biz en çok nerelerde rahat ettik?
Bu yazımızda kendi deneyimlerimizden yola çıkarak sizin de çocuğunuzla rahat gezeceğinizi düşündüğümüz 5 Avrupa şehrini sıraladık. Aşağıdaki 4 kriter sağlandı mı bizim için orası cennetti.
Listemizi oluştururken şu 4 kriteri baz aldık:
1. Bebek arabasıyla ulaşım araçlarına rahat binebiliyor ve gideceğimiz her yere kolayca ulaşabiliyor muyuz?
2. Gezerken sokak taşları bizi yoruyor mu, bebek arabası eziyete dönüşüp kanguru takmak zorunda kalıyor muyuz?
3. Şehrin coğrafi yapısı çocukla gezmeye elverişli mi yoksa ha babam yokuş çıkıyor, bir yerden atlayacak mı diye endişeleniyor ve bu yüzden sürekli peşinde koşturuyor muyuz?
4. Son olarak biz gezerken o sıkılıyor mu yoksa rahatça eğlenebileceği meydanlar ve parklar bulabiliyor muyuz?
1. Barcelona (İspanya)
Listemizin zirvesinde taht kurmuş bir şehir. Gezip gördüğümüz şehirler arasında bizi en çok rahat ettiren şehir Barcelona’ydı. Bolca turistik yeri, düzenli yapısı, geniş caddeleri, dümdüz arazisi, devasa parkları ve ülkemize yakın iklim koşullarıyla adeta çocuklu aileler rahat etsin diye tasarlanmış 😀 Koskocaman şehirde 35 derecede gezmemize rağmen Park Güell dışında hiç yorulmadık diyebiliriz.
Ulaşım ağı da son derece gelişmiş. Her metro istasyonunda aşağıya rahatça inebileceğiniz bir engelli asansörü bulunuyor. Bebek arabasını sırtlayıp indirdiğimiz onca eziyet dolu Avrupa şehrini düşününce Barcelona’yı ilk sıraya koymakla ne kadar da doğru bir şey yaptığımızı bir kez daha anlamış oluyoruz. Çünkü bu bizim ilk kriterimiz. Hatta bir şehirde bebek arabasını kucağımızda taşımaktan 1 günde 5 kilo verdiğimize yemin edebiliriz 😀 Engelli vatandaşlar bu ülkelerde ne yapıyor, gerçekten çok merak ediyoruz. Neyse yine sinirlendik, derhal top 5 listemizin zirveyi zorlayan şehrine dönelim 😀
2. Viyana (Avusturya)
Barcelona’yla benzer özellikleri taşıması nedeniyle 2. sıraya koyarken bile acaba haksızlık ediyor muyuz diye elimiz titredi. Çünkü gerçekten öyle bir ulaşım ağı var ki bütün Avrupa’yı 2’ye katlar. Şimdi Viyana dışında da oldukça gelişmiş ulaşım ağlarına sahip şehirler aklınıza gelebilir. (Bkz. Paris) Ancak bu listede Viyana’nın yer almasının asıl sebebi ulaşımdan çocuklu ailelerin veya engelli bireylerin de rahatça yararlanabileceği olanaklar bulunması.
Bütün metro istasyonlarına inip çıkarken ve metrolar arası aktarma yaparken asansör kullanabiliyorsunuz. Asansörler her istasyonda benzer yerlere yerleştirilmiş olduğundan, metrodan indiğinizde hangi yöne gitmeniz gerektiği hemen anlayabiliyorsunuz. Daha neler neler 😀 Şu yazımızdan detayları okuyabilirsiniz.
Ulaşım konusu kadar rahat edebileceğiniz bir diğer konu da şehrin düzlük yapısı. Hiç yorulmadan rahatça geziyorsunuz. Üstelik şehirde bisiklet yolları da fazlasıyla gelişmiş olduğundan çocuğunuzla birlikte şehri bisikletle de gezebiliyorsunuz.
Aynı zamanda Viyana’da Doğa Tarihi Müzesi gibi Prater Luna Park gibi çocukların ilgisini çekebilecek yerler de mevcut olduğundan ekstra eğlenmenize olanak sağlıyor.
3. Amsterdam (Hollanda)
Ne? O kadar kanala rağmen mi? dediğinizi duyar gibiyiz. Ama evet! Amsterdam da çocukla en rahat gezilebilecek yerlerden birisi. Şehrin kanallarla çevrili olması gözünüzü korkutmasın. Aşırı hareketli ve yaramazlık yapmaktan zevk alan bir çocuğunuz yoksa hiçbir tehlikesi bulunmuyor.
Amsterdam’ın tamamen düzlük yapısı her şeyden önce yorulmadan gezmenizi ve rahatça bebek arabası sürmenizi sağlıyor. Gelişmiş tramvay hatları sayesinde de hemen hemen her yere rahatça ulaşabiliyorsunuz. Tramvaylarda bebek arabası için ayrı bir kapının olması ve bindiğiniz bu vagonda arabayı koyabileceğiniz yerin bulunması bizim gibilerini neşeden pır pır ettiriyor. (Bkz. Amsterdam’da Ulaşım)
Turistik noktaları ve şehrin büyüleyici yapısını şu yazımızda fazla fazla bahsetmiştik. Zaten Amsterdam’a ne kadar büyük bir aşk beslediğimizi de her fırsatta belirtmekten çekinmiyoruz 😀 Bu yazıyı okuyup da bize Amsterdam’da iş bulacak bir hayırsever varsa n’olurrr bize yazsın 😀 😀
Başka ne özelliği top 5 listenizde 3. sırayı kapmaya neden oldu derseniz? Çocuklar için bulunabilecek bol bol etkinlik. Derin’in yaşı gereği biz gidemesek de Amsterdam’da Nemo adında bir yer var ki çocukla Amsterdam’a gidip de Nemo’ya gitmediyseniz çok şey kaçırmış oluyorsunuz. Ayrıca bol yeşillik, geniş parkları ve çocukların özgürce takılabileceği çok sayıda meydanları bulunuyor.
Yalnız dikkat etmeniz gereken en önemli şey ne yazık ki berbat iklimi. Havasının çok fazla çocuk dostu olduğunu söylemeyiz. Sürekli değişen, ne olduğu belirsiz hava koşulları, çocuklar için biraz tehlike olabiliyor. Tedbirli ve 4 mevsimi 1 günde yaşamaya hazırlıklı giydirmenizde fayda var 😀
4. Lviv (Ukrayna)
Yazıyı yazdığımız tarihlerde Ukrayna’da talihsiz olaylar henüz yaşanmamıştı. Lviv şu an için uygun bir rota olmasa da bir gün yeniden her şeyin düzeleceğine olan inancımızla bu bölümü kaldırmak istemedik.
Lviv’in coğrafi yapısı ve en en en önemlisi bütün turistik noktaların yürüyüş mesafesinde olması listemizde yer alması için en yeterli sebepler. Ulaşım araçlarına bebek arabası indirip bindirmek büyük sorun ama Lviv’de ulaşım araçlarına neredeyse hiç ihtiyaç duymuyorsunuz.
Yollar fotoğrafta da gördüğünüz gibi arnavut kaldırımı taşlarıyla döşenmiş. Ama kaldırımlar prüzsüz ve son derece bebek arabası için elverişli. Şehrin minicikliği, trafiğin sakinliği, büyük meydanlar ve çocukların ilgisini çekebilecek alternatif noktalarıyla Lviv kesinlik bir çocuk dostu şehir. Bir de fiyatları bayağı iyi yaa 😀 Lviv’i öve öve bitiremediğimiz seri yazılarımız için buraya bir tıklamanızı öneririz.
5. Prag (Çekya)
Prag, ilk kez yurtdışına çıkacak çocuklu gezginler için her zaman tavsiye ettiğimiz bir şehirdir. Orta Çağ’ı baştan aşağı yaşayabileceğiniz nadide kentlerden biri olduğu için fazlasıyla özel bir yer. Diğer Avrupa şehirlerine göre de daha ucuz oluşu ve minik bir başkent olma özelliği, çocuklular ve ilk kez yurtdışına çıkacaklar için büyük bir avantaj sağlıyor.
Ama söz konusu rahat gezme olayı olunca Prag ulaşım araçları nedeniyle bir tık geride kalıyor. Şehirde ulaşım ağı oldukça gelişmiş. Ancak dediğimiz gibi her şey Orta Çağ’dan kalma 😀 Metroların çoğunluğunda asansör bulunmadığı için iniş binişler biraz sıkıntılı. Tramvaylar da yine otantik olduğundan yapıldığı dönemde, doğal olarak, buraya ilerde bebek arabasıyla da binen olur diye düşünülmemiş. Ve tabi ki bebek arabasıyla binmek zorunda olduğunuz dünyanın en hızlı yürüyen merdivenleri… 😀 (Bkz. Prag’da Ulaşım)
Ulaşım konusunu hallettikten sonra gerisi tam bir rüya zaten. Prag masalını okumak isterseniz bu yazımıza göz atabilirsiniz.
Prag’ın eski kent meydanı, çocuklar için tam bir şölen alanı. Baloncuk yapan amcalar, çeşitli sokak sanatçıları ve en çok da kovalanmayı bekleyen güvercinler… Derin’e sorsanız en çok Prag’da Old Town’da eğlenmiştim der 😀
Çocuğunuz için bol bol sağlıklı et yemekleri, düz yapısı sebebiyle rahat dolaşım ve küçük oluşu sebebiyle de zaman sorunu olmadan tadını çıkara çıkara gezebilmeniz Prag’ı en çok çekici kılan özelliklerden. Ulaşımdan puan kırmamıza rağmen yine de ilk 5’imize girmeyi sonuna kadar hak ediyor.
Tamamen deneyimleyip hazırladığımız bu yazıdaki her şehre kefiliz. Vakit kaybetmeyip çocuk var diye planınızı ertelemeden bu 5 şehirden birine gönül rahatlığıyla gidebilirsiniz. Sizin yüzünüzden şuraya gittik rezil olduk diyeniniz varsa buyursun hodri meydan 😀
Mutlu Seyahatler…
Şuan tam da Pragdayken okudum yazınızı. İnşallah kızımız ve bizim için de keyifli geçer
Ahh ahh Prag burnumuzda tütüyor. Çok eğlenin, sevgiler 🙂
2 sine gittik 3 ü kaldı demekkk?
Hangileri kalmış 😀