2017 yılının başında bir gazetede Viyana’nın 7. kez dünyanın en yaşanabilir şehri seçildiğini okumuştuk. Viyana, sadece bu haberden ötürü bile bizim için merak edilesi bir yer olmuştur.
Viyana’ya gitme fikri oluştuğu günden beri birbirimize sürekli Orta Avrupa’nın en havalı şehri diye diye beklentimizi oldukça yükselttik. Bisikletler için ayrı yollar, sanat, opera, tarih, pastaneleri vs. okudukça Viyana’yı daha da sabırsızlıkla beklemeye başladık. Hatta öyle ki Prag’a daha fazla zaman ayırdığımızı düşünerek birçok kez pişmanlıklar yaşadık.
Öncelikle tüm seyahatlerimiz öncesinde ilk olarak bloglarda aradığımız bilgi “Kaç Gün Ayırmalıyız?” sorusuna cevap oluyor. Bu nedenle biz de ilk olarak bu konuda fikir verelim dedik. Viyana’yı turist gözüyle gezip görmek ve lezzetlerini tatmak için en az 2 tam gün ayırmanız gerekiyor. Çocuklu seyahat edenler için Viyana’ya +1 gün daha eklemenizi, daha rahat gezebilme adına tavsiye ederiz.
Şahsi fikrimizi soracak olursanız, Viyana çok da büyük beklentilerle gezilebilecek bir şehir değilmiş ne yazık ki 🙁 Kesinlikle aşağıda sıraladığımız her yer mutlaka görülmeye değer. Ancak şehrin ruhunda kaybolamadığımızı hissettik. Şehri naçizane soğuk, donuk ve ruhsuz bulduk.
Şimdi gelelim Viyana’nın görülmesi gereken en güzel yerlerine ve 2 günde nasıl gezilebileceğine…
Viyana’da Görülmesi Gereken Yerler
1.Gün
1.Schönburnn Sarayı

Viyana’yı gezmeye bu sarayla başlayabilirsiniz. Devasa yapısından ötürü oldukça vakit harcayabileceğiniz sarayı gezmek için zamanınızı iyi planlamalısınız. Çünkü sarayın içini ve bahçelerini detaylı olarak gezmek (hayvanat bahçesi dahil) yaklaşık 1 gününüzü alacaktır.
Saray, Hofburg Hanedanlığı’nın yazlık sarayı olarak inşa edilmiş olup 200 odadan oluşmaktadır. Sarayın içini gezerek Hofburg Hanedanlığı’nın yaşam alanlarını görebilir, bahçesinde yer alan çeşitli bölümlerde vakit geçirebilirsiniz. Çocuklu seyahat edenler için panda ve koala gibi özel hayvanların olduğu bir de hayvanat bahçesi bulunuyor. Eğer vaktinizi ayarlayabilirseniz burayı da görebilme şansınız var.
Saray hakkında çok kısa konuşup geçmek olmaz. 🙂 Bu nedenle çok daha detaylı bilgi içeren Schörnburnn Sarayı yazımızı okuyabilirsiniz.
2.Anker Saati

Eğer Schörnburnn Sarayı’nı yarım günde gezmeyi başarabilirseniz bir sonraki durak olarak Anker Saati’ni görebilirsiniz.
Anker Saat’i, Avusturya’nın ünlü sigorta şirketi Anker Sigorta tarafından Viyana’ya yaptırılmış dekoratif bir saattir. Saatin görsel güzelliğinin yanında her saat başı bir de animasyonu bulunuyor. Prens Eugene, Maria Thereisa gibi 12 farklı ünlü ismin maketlerinin saat başında geçişi olduğu söyleniyor. Ancak biz saat başına denk gelmediğimiz ve gösteriye Prag’daki Astronomik Saat’te doyduğumuz için saat başını bekleyip bu animasyonu göremedik. 🙂
Anker Saat’i için 10 dakika ayırmanız yeterli oluyor. Önünde fotoğraf çekilmekten başka bir etkinliği bulunmuyor. Viyana’nın merkezinde bulunduğu için kolaylıkla yolunuzu düşürebileceğiniz bir yerde. Eğer akşam yemeğini Figmüller’de yemeyi düşünüyorsanız, biraz ilerdeki karşı sokağında Anker Saati’ni görebilirsiniz.
3. Hunderwasser House

Viyana’nın görülmeye değer bir başka yeri Hunderwasser Evleri. Tasarımı Avusturyalı sanatçı Friedensreich Hundertwasser’a ait olan bu yapı, aslında normal bir apartman. 52 dairesi bulunan ve içinde yaşamın devam ettiği sıradan bir apartman, nasıl turistik hale getirilir? sorusunun vücut bulmuş hali 🙂
Sanatçı Friedensreich Hundertwasser’ın görsel bir şölen oluşturduğu bu yapı, Viyana’nın en eğlenceli yapısıdır. Aynı zamanda apartmanın karşısında bulunan pasajı da gezmeyi ihmal etmeyin. Sanatçının sanatına bu pasajın içinde de devam ettiği değişik bir mimariye tanık olacaksınız.
Hunderwasser House, diğer turistik bölgenin dışında bir yerde bulunuyor. Buraya U4 veya U3 metrosunun Landstraße (CAT) durağında inip 15 dk.lık bir yürüyüşle ulaşabiliriniz.
4. Stephan Katedrali

Stephan Katedrali Viyana’nın tam merkezinde yer alan 1147 yılında inşa edilmiş dev bir yapıdır. Merkezde bulunduğunuz sürece hemen hemen her yerden rahatlıkla görebileceğiniz büyüklükte bir yapısı var.
Katedral gezmek, bizim her zaman ilgimizi çekmiştir. Bu nedenle Stephan Katedrali’nin görkemi daha dışındayken bizi etkiliyor. İçeriye girdiğinizde de en az dışardan göründüğü kadar görkemli olduğunu göreceksiniz. Tavandan yerlere kadar olan işlemeler ve heykeller oldukça etkiliyici bir atmosfer yaratıyor. Ayrıca Viyana’nın gezilecek yerleri arasındaki tek ücretsiz yeri olabilir 🙂 🙂

Stephan Katedrali’nde bizi rahatsız eden tek şey, katedralin çok fazla şehrin içinde kaybolmuş olmasıydı. Böylesine güzel bir yapının etkileyiciliği, çevresindeki yapılarla bozulmuş durumda. Yapıldığı yıllarda bulunduğu ortam elbetteki çok farklıdır ama günümüzde Stephan Katedrali’nin bulunduğu nokta Viyana’nın en kalabalık yeri olabilir. 🙂
5.Graben Caddesi ve Veba Anıtı

Graben Caddesi, özellikle alışveriş yapmak ve cafelerde oturmak isteyen kişilere hitap ediyor. Stephan Katedrali’nin karşısında yer alan bu caddede çok fazla görülecek bir şey bulunmuyor. Buradaki en önemli yapı ise Veba Anıtı…
Veba Anıtı, Avrupa’nın veba ile mücadele ettiği yıllarda vebadan ölen milyonlarca insanın anısına yapılmış önemli bir sanat eseridir. Yapımında birçok sanatçının görev aldığı bu anıt, Viyana’nın vebadan kurtulmasının şerefine Graben Caddesi’nin tam ortasına dikilmiştir.
Trajik yanıyla Viyana’ya gitmişken görülmesi gereken yerler arasında yer alıyor.
İlk günün yorgunluğunu gezebileceğiniz bu çevreye çok yakın olan Viyana’nın en ünlü şinitzelcisi Figlmüller’le atabilirsiniz. Viyana’da Ne Yenir? yazımızda Figmüller hakkında bilgi ve sıra beklemeden girme yollarını okuyabilirsiniz. 🙂
2.GÜN
İlk günün temposundan daha yoğun olacak bir gün sizi bekliyor. Bu nedenle sabah güzel bir kahvaltı yapıp güne enerjik başlamakta fayda var.
Aşağıdaki haritada çizmiş olduğumuz güzergahta ilerlerseniz, hiçbir yeri kaçırmadan rahatlıkla gezebilirsiniz. Beldevere Sarayı dışındaki her yer birbirine çok yakın olduğu için yürüyerek çok rahat gezebilirsiniz.

6. Ulusal Tiyatro
Viyana kültür ve sanat açısından oldukça zengin bir şehir. Bunu ulusal tiyatro binasının görkeminden de tahmin edebiliyorsunuz.
Burgtheater, Avrupa’nın en prestijli tiyatrolarından biri olarak biliniyor. Sergilenen eserlerin Almanca olduğunu hatırlatmakta fayda var. 🙂
7. Belediye Sarayı

Tiyatronun hemen karşısında kendinden söz ettirebilecek yapısıyla Belediye Sarayı yer alıyor. Gotik tarzdaki mimarisiyle Viyana’nın simgelerinden biri haline gelmiş durumda. Şuanda Viyana Belediye Başkanı ve Belediye Meclisi tarafından halen kullanılıyor.
Viyana Belediye Sarayı’nın Viyana halkı için bir de önemli bir özelliği var ki o da bahçesinde birçok aktiviteye ev sahipliği yapıyor olması. Özellikle yaz aylarında akşam saatleri Belediye Sarayı’na giderseniz mutlaka bir konser veya etkinliğe denk gelmeniz mümkün.
Kış aylarında da Noel etkinlikleri yine bu alanda gerçekleştiriliyor. Bizim gittiğimizde akşam için dev bir hazırlık vardı. Bu nedenle tellerle kapatılmıştı ve fotoğraf çekmekte bayağı zorlanmıştık 🙂
8. Parlemento Binası

Parlemento Binası, mimar Theophil Hansen tarafından tasarlanmış ve ilk bakışta Yunan mimarisini andıran bir yapısı bulunuyor. Bahçesine ve binanın üzerine birçok heykel yerleştirilmiş. Bu durum binayı parlemento binası olma özelliğinden çok, turistik bir eser haline getirmiş.
Binanın içini gezmek isteyenler için rehber eşliğinde belli saatlerde turlar düzenleniyor. Burdan gitmeden önce yaptığımız araştırmalar sonucunda içeride pek bir şey olmadığını gördük. Meclis toplantı salonunun yapısı da standart meclis salonlarından farksız durumda. Yine de girmek isteyenler için kapıda bilet alıp rehber eşliğinde gezebilirsiniz.
9.Doğa Tarihi Müzesi

Doğa tarihi müzesi, insanlığın oluşumundan evrelerine, hayvan fosillerine, bitki örneklerinden dinazor kemiklerine kadar geniş bir yelpazeyi barından çok büyük bir tesis. Burası için ciddi zaman ayırmanız gerekiyor. 7 yaşından büyük çocuklarınız için çok anlamlı bir müze olacağını düşünüyoruz.
Dünya üzerinde böyle kapsamlı müzeler nadir bulunuyor. Zamanınızı ayarlayabilirseniz içini de gezmenizi tavsiye ederiz.
10. Hofburg Sarayı
Viyana denilince akla Horfburg Hanedanlığı geliyor. Bu nedenle Horfburg Hanedanlığı’nın hüküm sürdüğü saray da gezilecek yerlerin başında geliyor.
Sarayın içinde birkaç müze bulunuyor. Bunlardan en ünlü olanı Sisi Müzesi. Sisi, tarihe damgasını vurmuş önemli bir imparatoriçedir. Yaşadığı dönemde Avrupa’nın en güzel kadını olarak anılmaktaymış. Dik başlı duruşu, mutsuzluğu ve halka yakınlığı en önemli özelliklerindenmiş. Suikasta kurban giderek yaşamını yitirmesinin ardından halk tarafından kahraman ilan edilmiş.
Değişik yaşam stiline tanık olmak, Sisi’ye ait eşyaları, kıyafetleri vs. görmek için Sisi Müzesi’ni gezebilirsiniz.
Pasta cenneti Viyana’dayken Hofburg Sarayı’nın hemen yanındaki (ki kendisi hanedanlığın pastacısıymış) Demel Pastanesi’nde mola verebilirsiniz. Neden? Çünkü İmparatoriçe Sisi’nin de dediği gibi
“Ekmek Bulamazsanız Pasta Yeyin”
Demel Pastanesi hakkındaki detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz
11.Opera Binası

Opera Binası için Hofburg Sarayı’ndan dümdüz ilerleyip Kartner Caddesi’ne çıkarak kolayca ulaşabilirsiniz. Kartner Caddesi bazı bloglarda gezilmeye değer bulunmuş ancak açıkçası rotanız buraya düşmüyorsa hiç bir şey kaçırmazsınız. İstanbul’u bilenler için İstiklal Caddesi’nin eline su dökemez 🙂 diye tarif edebiliriz. Mağazadan ve kalabalıktan başka hiçbir anlamı yoktu bize göre.
Kartner Caddesi’nin sonunda karşınıza çıkacak Opera Binası, Viyana’yı anlamlı kılan en önemli yapıdır. Çünkü Viyana demek opera demekse bu bina o anlamın hakkını veriyor.
İkinci dünya savaşında ağır hasarlar gören bina 10 yıllık bir tadilattan sonra tekrar açılmıştır. Viyana’da operanın önemi o kadar büyük ki burada bir gösteri için günler öncesinden bilet almalı ve tonlarca euroyu gözden çıkarmalısınız 🙂
Aynı zamanda da operaya gelme adabına uymanız gerekiyor. Şortlu şapkalı opera izlemenize izin verilmedikleri söyleniyor. Kıyafetinize özen göstermeli ve operaya gerekli saygıyı göstermenizi bekliyorlar.

Eğer bu kadar euro veremem zaten fazla da vaktim yok diyorsanız bu bölüm size göre. Opera binasının Kartner Caddesi’ne bakan kısmında dev bir ekran bulunuyor. Bu ekran sayesinden yere oturarak ücretsiz bir şekilde içerideki gösteriyi canlı olarak izleyebiliyorsunuz. Biz çocukla opera izleyemeyiz diye düşünürken böyle bir şeyin varlığından haberdar olduk. Bizim için çok keyifliydi. Derin istediği gibi koşturup oynarken biz de ayaküstü gösteri izlemiş olduk.
Opera binasını içeride gösteri olmadan da gezmeniz mümkün. Bunun için binanın girişinde rehberli turlar satılıyor. Turun detayına ve bilet fiyatlarına buradaki linkten ulaşabilirsiniz. 2017 fiyatlarına göre tur için yetişkinlerden 9 €, çocuklardan 4 € alınıyor.
12.Karl Kilisesi

Kiliseye opera binasından kısa bir yürüyüşle kolayca ulaşabilirsiniz. Viyana’da birçok kilisenin içinde de konser olabiliyor. Karl Kilisesi de bunlardan birisi.
Kilisenin alışılagelmiş kilise mimarisinden çok farklı bir yapısı var. İlk bakışta camiyi andıran bu yapı aslında Roma ’daki Trajan Sütunları’ndan esinlenerek yapılmış.
Ön tarafındaki sığ havuzun bulunduğu meydan da dinlenmek için çok ideal bir alan. Biz özellikle bu meydanda Derin’in suyla oynayıp ördeklere seslenmesi, bizimde biraz dinlenebilmemiz için uzunca vakit geçirdik.
13.Beldevere Sarayı

Beldevere Sarayı tüm bu saydığımız yerlerden biraz uzak olduğu için tramvayla gitmeyi düşünebilirsiniz. Bunun için Karl Kilise’nin biraz ilerisinden geçen D tramvayı Beldevere’nin tam kapısında duruyor. Eğer hala enerjiniz varsa yürüyerek de 2 durak sonra ulaşabilirsiniz.
Beldevere Sarayı’nın biz Türkler için özel bir anlamı bulunuyor. Bu saray, Osmanlı’nın Viyana’yı kuşatması sırasında göstermiş olduğu üstün savunma ve kuşatmayı kaldırma başarısından dolayı Prens Eugene Savoy’a hediye olarak verilmiş bir saraydır. Bu bilgi birçok tarih kitabında Viyana kuşatmasının başarısız olmasının asıl nedeninin farklı olduğu gösteriyor.
Viyana’daki tüm saraylarda olduğu gibi burası da devasa bahçesiyle kendinden söz ettiriyor. Bu nedenle özellikle bahçelerinde gezmekten büyük keyif alacağınızı söyleyebiliriz.
14.Prater
Biraz da eğlenelim diyenler, finali Prater’de yapabilirler 🙂 Prater Viyana’nın sembollerinden olan büyük bir lunaparktır. Her lunaparkta ön plana çıkan oyuncak gibi buranın da en ünlü oyuncağı dev dönme dolabıdır.
Lunaparka giriş ücretsiz. Bineceğiniz her oyuncağa göre ayrı fiyatlandırması bulunuyor. Buradaki dönme dolabın fiyatı ise 10€.
Dönme dolaba binecek olursanız akşam saatlerinde binmeyi tavsiye ediyorlar. Çünkü tepeye çıktığınızda sizi karşılayacak olan Viyana manzarasının gece görünüşü çok daha güzel olacaktır.
Prater’in içinde aynı zamanda dünyaca ünlü balmumu müzesi Madame Tussauds bulunuyor. Alternatif bir etkinlik olarak bu müzeyi de gezebilirsiniz.
Viyana Hakkında bilmeniz gerekenler

- Viyana’ya uçakla İstanbul’dan direkt olarak gidebilirsiniz
- Avusturya’yla Türkiye arasında 1 saat zaman farkı bulunuyor. Avusturya Türkiye’den 1 saat daha geride. Aynı zamanda daha kuzeyde olduğu için hava çok geç kararıyor.
- Viyana Avrupa’nın en pahalı şehirlerinden birisidir. Bu nedenle bütçenizi ona göre ayarlamanızda fayda var.
- Su içmek için fotoğraftaki gibi birçok yerde çeşmeler bulunuyor. Şişenize rahatlıkla doldurup içebiliyorsunuz.
- Bisiklet yollarıyla yaya yolları yan yana ve aynı renkte yapılmış. Yanlışlıkla bisiklet yolundan yürürseniz sert bakışlarla uyarılıyorsunuz.
- Viyana’da kaybolurum diye sakın endişelenmeyin. Her adım başı bir Türkle karşılaşıyorsunuz. İnanılmaz aşırı bir Türk yoğunluğu var. Her yerde Türkçe kelimeler duymaktan belki de sıkılabilirsiniz 🙂
Keyifli Seyahatler…
yakında gidecek biri olarak çok faydalı bir yazı oldu aradığım tüm detayları buldum teşekkürler!
Çok teşekkür ederiz. Harika bir seyahat geçirmeniz dileğiyle… 🙂
Keyifle okudum, elinize sğlık (:
Çok teşekkürler motive ettiniz 🙂
Yakın tarihte gitmeyi planlıyoruz. Bizim için de faydalı bir yazı oldu teşekkürler.
Güzel yorumunuz için teşekkürler. Umarız harika bir seyahat olur 🙂